İçinde bulunduğumuz Kasım ayında öne çıkan kampanya ve indirimler ile alışveriş çılgınlığı gündeme geliyor. Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, indirimlerin kaçırılmaması gereken bir fırsat gibi sunulması nedeniyle kişilerde yeterince düşünmeden, değerlendirmeden dürtüsel bir satın alma davranışı gözlemlendiğini söyledi. Sedef Koç Bal, “Birey olarak davranışlarımıza eşlik eden duygu ve düşüncelerimizi gözden geçirmeli ve kendimize dair farkındalığımızı arttırmalıyız” tavsiyesinde bulundu.
Yeni bir eşya almak haz veriyor
Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, özellikle medya araçlarının etkisiyle öne çıkan indirim ve kampanyaların büyük ilgi gördüğünü belirterek “Peki satın almayı planladığınız o nesneye gerçekten ihtiyacınız var mı? Kendimiz için yeni bir eşya edinmek, bundan haz almak elbette olağan. Bir süredir planladığımız bir şeyi satın almak için indirim dönemini beklemek de şüphesiz mantıklı bir adım. Ancak tüm bunların dışında, alışveriş çılgınlığına evrilen sağlıksız bir satın alma davranışı ortada” dedi.
Sürekli hatırlatmalara maruz kalınıyor
Meselenin sosyal medya boyutunun elbette göz ardı edilemeyeceğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Belirli tarihlerin yaklaşmasıyla birlikte çeşitli mecralar aracılığıyla sürekli hatırlatmalara maruz kalıyoruz. Arkasından duygusal bir manipülasyon başlıyor. Sahip olma arzusu, haz arayışı, heyecan, coşku, hırs… Sosyal medyanın ve reklamların etkisi çok güçlü olmakla birlikte; başkalarında olana sahip olarak ‘onlar gibi olma’ arzusu, aidiyet beklentisi, o nesneye sahip olarak statü edinme, haz arayışı veya dürtü kontrolünde zorlanma gibi sebepleri de değerlendirmek gerekir” diye konuştu.
İnsanlar çeşitli bahanelerle kendini ikna ediyor
İnsanların özellikle bu dönemde kendini çeşitli bahanelerle ikna etme çabası içinde olduğunu kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “İnsanlar ‘İndirimler bitmeden, stoklar tükenmeden hemen almam lazım!’ ‘Herkeste var, bende de olmalı’, ‘İndirim varken alayım bulunsun’, ‘Şimdi almazsam fiyatı artınca almam gerekecek, en uygun zaman şimdi’ gibi çeşitli bahanelerle kendini ikna etme çabasına girmektedir. Birey ihtiyaç dışı satın alma davranışı sırasında mutlu iken günün sonunda keyifsiz ve gergin olup ekonomik sorunlarla karşılaşabiliyor” uyarısında bulundu.
Duygularımızı ve düşüncelerimizi gözden geçirmeliyiz
Söz konusu indirimlerin kaçırılmaması gereken bir fırsat gibi sunulması nedeniyle kişilerde yeterince düşünmeden, değerlendirmeden dürtüsel bir satın alma davranışı gözlemlendiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, “Birey olarak davranışlarımıza eşlik eden duygu ve düşüncelerimizi gözden geçirmeli ve kendimize dair farkındalığımızı arttırmalıyız” tavsiyesinde bulundu.
Pandemi sonrası tüketim alışkanlıkları değişti
Tüketim alışkanlıklarının tüm dünyada değişime uğradığını kaydeden Sedef Koç Bal, “Özellikle Covid-19 salgını sonrasında değişen dünya düzenine bazı konularda toplum olarak çok kısa sürede uyum sağladık. Çevrimiçi alışveriş bunun örneklerinden. Sanal sepeti doldurmak, fiziksel alışveriş sepetini doldurmaktan daha pratik, daha hijyenik gözükmekte ancak sağlık için sağladığı avantajı ekonomimiz için maalesef sağlamıyor. Herhangi bir insan davranışındaki aşırılığı araştırmaya değer bulduğumuz gibi alışverişte de aynı durum söz konusu” dedi.
Altında yatan nedenler araştırılmalı
Abartılı her davranışta olduğu gibi alışveriş yaparken ortaya çıkan aşırılıkların altında da çeşitli sorunların olabileceğini ifade eden Uzman Klinik Psikolog Sedef Koç Bal, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu davranışın sonucunda oluşan sorunların yanı sıra neden olabilecek durumları, eşlik edebilecek diğer ruhsal rahatsızlıkları da arka planda düşünmekte fayda var. Örneğin duygudurum bozukluklarıyla birlikte artan alışveriş davranışını veya alışveriş bağımlığı gibi etmenleri de ruh sağlığı profesyonelleri olarak ele almalıyız. İyi hissetmek için yaptığınız bir eylem, sonrasında sizin için olumsuzluklarla sonuçlanıyorsa ve hayat kalitenizi düşürüyorsa uzman desteği almayı düşünebilirsiniz.”
Marmara Bölgesi'nin yanı sıra Ankara'dan İzmir'e kadar geniş bir alanda hissedilen 1999 Gölcük Depremi'nin acıları ve izleri sürüyor. Resmi kayıtlara göre yaşanan deprem sonucunda 285.211 ev ve 42.902 iş yeri hasar görmüştü. Bu depremin ardından “zorunlu deprem sigortası-DASK” gündeme gelmiş ve ilk adımlar atılmıştı.
Deprem sonucu bina tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa dahi teminat altına alan DASK’ın önemi ise her geçen gün artırıyor. Deprem kuşağında bulunan ve teknotik hareketlerden sıkça etkilenen Türkiye’de, DASK ile ilgili kamuoyunda merak edilen sorular bulunuyor. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle müşterilerine hizmet veren Generali Sigorta, kamuoyunda DASK hakkında en çok merak edilen 5 soruya cevap sundu.
Neden DASK sigortası yaptırmalıyım?
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), Zorunlu Deprem Sigortasını yapmak ve yönetmek amacıyla kurulan kamu kurumudur. DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile deprem sonucu meydana gelen maddi zararları, poliçede belirtilen limitler dahilinde karşılamaktadır. Olası bir deprem afeti durumunda zararların temini için konutlara mutlaka DASK sigortası yaptırılmalıdır.
DASK neleri kapsar?
DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları, poliçede belirtilmiş limitler dahilinde nakit olarak karşılar. Bina tamamen ya da kısmi olarak zarar görmüş olsa da teminat altındadır. DASK sigortası evdeki eşyaları teminat altına almaz. Eşyaları teminat altına almak için farklı içeriklere ve teminatlara sahip olan “konut sigortası” yaptırılması gerekir. Ayrıca tamamı ticari veya sınai amaçla kullanılan binalar, DASK kapsamına alınmamaktadır. Buna karşın, mesken olarak inşa edilmiş binalarda yer alan ve dükkân, ticarethane, büro ve benzeri amaçlar ile kullanılan bölümler için Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılabilir.
DASK poliçe primi nasıl hesaplanır?
Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) prim hesaplama işlemi yapmak için; konutun bulunduğu bölge, bina yapı tarzı, bina inşa yılı, metrekare cinsinden daire yüz ölçümü bilgileri gerekir. Hazine Bakanlığı tarafından belirlenmiş olan Zorunlu Deprem Sigortası tarife ve talimatlarındaki esaslara göre konuta ait bu bilgiler kullanılarak ödenecek primin hesaplaması yapılır. Prim hesaplaması yapılırken; 7 farklı deprem risk bölgesi ve 2 farklı bina yapı tarzına göre belirlenmiş 14 tarife fiyatı bilgisi kullanılır. Deprem sigortası teminat tutarı bu tarife fiyatı ile çarpıldığı zaman, konuta ait DASK prim tutarı hesaplanmış olur.
DASK sigortasının süresi ne kadar?
Zorunlu Deprem Sigortası’nın süresi bir yıldır. Bir yılın sona ermesinin ardından poliçe yenilenmelidir.DASK primi, poliçe imzalandıktan sonra ödenmektedir.Zemin üstü toplam kat sayısı 3 veya daha az olan binalarda %10 indirim, poliçe süresinin sonunda sigortanın en geç 30 gün içinde yenilenmesi durumunda ise yenilenen poliçe için %10 indirim uygulanmaktadır.
Nasıl DASK sigortası yaptırabilirim?
DASK başvurusu için en yakın sigorta acentesine başvuruda bulunulabilir. Ya da sigorta şirketlerinin web ve mobil uygulamaları üzerinden başvuru işlemi gerçekleştirilebilir. DASK fiyatları sabit olup,ödenmesi gereken prim, sigorta şirketine göre değişiklik göstermez. Konut ve kimlik bilgilerini beyan eden herkes zorunlu deprem sigortasını yaptırabilir.