İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından yürütülen “COVID-19 Döneminde ve Sonrasında İnfodemiyle Mücadele” konulu İnfodemi Eğitimi Projesinin son aşaması olarak proje ekibi tarafından kaleme alınan “İnfodemi ve Bilgi Düzensizlikleri: Kavramlar, Nedenler ve Çözümler” başlıklı açık erişim kitap kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıda konuk konuşmacılarla birlikte infodemi ve bilgi düzensizlikleri bağlamında güncel konu ve gelişmeler değerlendirildi.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Karadeniz İşbirliği Fonu desteğiyle yürütülen “İnfodemi Eğitimi” başlıklı projenin son aşaması olarak proje ekibi tarafından kaleme alınan İnfodemi ve Bilgi Düzensizlikleri: Kavramlar, Nedenler ve Çözümler başlıklı kitap basılı ve çevrimiçi açık erişim kaynak olarak okuyucuyla buluştu. Çevrimiçi okuma özelliği ile açık dersler, videolar, film, belgesel ve kaynakça önerilerine bağlantılarla zenginleştirilen kitap; okurlar, eğitmenler ve alanda yürütülen ilgili tüm çalışmalar için oldukça kapsamlı bir temel kaynak olmayı hedefliyor.
Kitap, önceki gün düzenlenen çevrimiçi etkinlikle kamuoyuna tanıtıldı. İletişim Akademisyeni Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, Yazar ve İletişimci Ümit Alan ve Teyit Yazı İşleri Sorumlusu Emre İlkan Saklıca’nın katılımıyla düzenlenen panelde güncel toplumsal, siyasal örnekler ve Rusya-Ukrayna savaşıyla tanıklık edilen bilgi düzensizlikleri, dezenformasyon kampanyaları, nefret söylemi ve bu bağlamda dijital medyanın ve sosyal medya platformlarının rolü ele alındı.
‘Hakikat sonrası çağın en önemli sorunlarından biri infodemi ve bilgi düzensizlikleri’
Kitap tanıtım etkinliğinde, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı ve Göç Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci, İnfodemi ve Bilgi Düzensizlikleri: Kavramlar, Nedenler ve Çözümler kitabının çevrimiçi okunabilen açık erişim bir kitap olarak sunulmasının önemini vurguladı. Proje ekibinin TÜBİTAK desteğiyle yürüttüğü bir diğer çalışma olan “İnfodemi ile Etkin Mücadele için Bireylerin Yanlış Bilgi Karşısındaki Tutumlarının Belirleyicilerinin Araştırılması: COVID-19 Örneği” başlıklı araştırma ve bir çevrimiçi eğitim aracı olarak geliştirdikleri İnfodemi Eğitimi sonrasında kaleme alınan kitabın, hakikat sonrası çağda infodemiyle ve bilim karşıtlığı çerçevesinde ciddi bir sorun haline gelen bilgi düzensizlikleri ile mücadeleye kapsamlı bir katkı sunmayı hedeflediğini ifade etti.
‘İnfodemi ve bilgi düzensizlikleri çalışmalarında önemli bir ekosistem oluştu’
İnfodemi Eğitimi Proje Yürütücüsü ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Erdoğan, pandemiyle beraber bilginin öneminin arttığı son yıllarda, infodemi ve bilgi düzensizlikleri alanında çalışan akademisyenler, uzmanlar ve araştırmacılar arasında birbirini destekleyen bir ekosistem oluştuğunu vurgularken bu alanda yürütülen eğitimlerin ve kaynakların açık erişim olarak kamuoyuyla paylaşılmasının önemine değindi.
İnfodemi Eğitimi Proje Koordinatörü Birnur Eyolcu Kafalı, toplam yedi bölümden oluşan İnfodemi ve Bilgi Düzensizlikleri: Kavramlar, Nedenler ve Çözümler kitabında yer alan konu başlıklarını aktararak, kitapta ayrıca infodemi ve bilgi düzensizliklerine karşı mücadele ve müdahale önerilerine yer verildiğini dile getirdi. İnfodemi Eğitimi Proje Asistanı Şaban Çaytaş ise, dijital okuma deneyimiyle kitapta yararlanılan tüm kaynaklara linkler aracılığıyla erişimin mümkün olduğuna değindi ve kitap içerisinde bölüm başlıklarıyla ilgili çevrimiçi derslere referans verildiğini, okuma, film, belgesel, podcast gibi medya araçları ile okuma deneyiminin zenginleştirildiğini vurguladı.
Kitap tanıtımı ve bilgilendirme sunumunun ardından etkinlik, sosyal medya platformları ve dijital medyada yayılan nefret söyleminin ele alınması; Rusya-Ukrayna savaşı gibi güncel konular, küresel gelişmeler üzerinden yanlış bilgilerin yayılımı ve platformların rolü; doğrulama kuruluşlarının bu alanda yürüttükleri çalışmalar ve analizleri hakkında değerlendirmeler ile devam etti.
‘Sosyal medyada nefret söylemi düşmanlığı tetiklerken bazılarımızı marjinalleştiriyor’
Prof. Dr. Yasemin Giritli İnceoğlu, sosyal medyada yayılan nefret söyleminin düşmanlığı tetiklerken, bazılarımızı pasifize ederek çevrimiçi katılımdan uzak durmaya yönelttiğini ifade etti. Nefret söyleminin platformların algoritmaları için de sorun oluşturduğunu, belirli ırklara, toplumsal cinsiyete, cinsel yönelimlere karşı ayrımcılığın algoritmalara dayalı biçimde öğrenildiğinin altını çizdi. Giritli İnceoğlu, çeşitli grupların ve kişilerin amatör veya profesyonel biçimde ekonomik, politik ya da kişisel çıkarlar doğrultusunda şiddet söylemi üretiyor olmasını engellemek için harekete geçmek gerekliliğinin önemini vurguladı.
‘İnfodemi ile mücadelede karşılaşılan bilgiye şüpheyle yaklaşmak çok önemli’
Yazar ve iletişimci Ümit Alan, sosyal medya platformlarının bilgi yayılımında özellikle son dönemde yalnızca bir platform olmaktan çıkarak aynı zamanda sorumluluk sahibi aktörlere dönüşmelerinde iki örneğin turnusol kâğıdı görevi gördüğünü; 2020 ABD Başkanlık seçimi ve 2022 Rusya-Ukrayna savaşı örneklerinde artık platformların tarafsızlığını kaybettiğini ifade etti. Alan, sosyal medyanın ödül mekanizmalarının yanlış bilgilerin yayılımını tetiklediğini ve kutuplaşmayı artırdığını dile getirerek bilgi düzensizlikleriyle mücadelede en önemli aşamanın hızı kesmek olduğuna, kullanıcıların paylaşım yapmadan önce durup düşünmeye vakit ayırmaları gerektiğine dikkat çekti.
Teyit.org Yazı İşleri Sorumlusu Emre İlkan Saklıca, Teyit’in Rusya-Ukrayna savaşı öncesi ve devamında yayılan yanlış bilgilere karşı yürüttüğü çalışmaları aktardı. Savaş hakkında yaptıkları şüpheli bilgi analizlerinin yüzde 72’sinde hatalı ilişkilendirme yanlış bilgi türü ile karşılaştıklarını, yani eski savaş ve çatışma görselleri gibi içeriklerin Rusya-Ukrayna savaşına aitmiş gibi gösterilerek paylaşıma sokulduğu örneklere çok sık rastladıklarını ifade etti. Kriz dönemlerinde karşılaşılan bilgilere karşı kaynakları kontrol etmenin, duyguları karıştırmamanın ve şüphe duyulan bilgileri doğrulama platformları ile paylaşmanın önemini vurguladı.
İnfodemi ve Bilgi Düzensizlikleri: Kavramlar, Nedenler ve Çözümler kitabı, www.infodemikitabi.org internet adresinde açık erişim olarak yer almaktadır. İnfodemi Eğitimi Projesi hakkında daha fazla bilgi için http://infodemiegitimi.org internet adresi ziyaret edilebilir ve İnfodemi Eğitimi çevrimiçi eğitimine http://www.turkuazlabsaha.org/class/infodemi adresinden erişilebilir.
Samsun İli Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi kapsamında Çarşamba İlçemizde Tohum ve Kivi Fidanı Dağıtım Töreni düzenlendi. Programa Çarşamba Kaymakamı Doç. Dr. Şükrü YILDIRIM, Çarşamba Belediye Başkanı Halit DOĞAN, İl Müdürü İbrahim SAĞLAM, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlığı Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Dr. Ali KORKMAZ, Oda ve Birlik Başkanları, Sivil Toplum Kuruluşu Örgütleri, Siyasi Parti İlçe Başkanları, Şube ve İlçe Müdürleri ile teknik personel ve Çarşambalı üreticiler katıldı.
Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim SAĞLAM burada yaptığı konuşmasında: “Bilindiği üzere hayvancılık işletmelerinde maliyetlerin % 75’ini yem gideri oluşturmaktadır. Hayvancılık işletmelerimizi desteklemek adına, girdi maliyetlerini karşılamak, hayvanların yem ihtiyacını gidermek, meralarımızı daha iyi kullanmak ve ürünlerimizin zayiatını engellemek amacıyla gerçekleştirdiğimiz projeler üreticilerimize hayırlı olsun.
İlimizde 396.087 adet büyükbaş, 275.792 adet küçükbaş ve 4.751 adet tek tırnaklı hayvan mevcudumuzun 1.272.068 ton kaba yem ihtiyacı bulunmaktadır. Kaba yem ihtiyacımız ise 662.689 da olup, yem yem bitkileri ihtiyacı; 160.892 da mera alanlarından, 1.950.000 da otlatmaya açık orman ve fındık bahçelerinden ve 1.110.711 da arpa, buğday, dane fiğ üretimi ile arta kalan sap ve samanlardan elde edilmekte olup toplam 967.089 tonluk kısmı kaba yemden karşılamaktayız.
2021 yılında Bakanlığımız Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü ve Dokap idaresi ile birlikte yürütülen projeler ile 9.000 dekar alanda üretilmek üzere; 27.000 kg hibe silajlık mısır tohumu, 2.000 da alanda üretilmek üzere 20.000 kg hibe yem bezelyesi tohumu, 2.100 da alanda üretilmek üzere 7.000 kg hibe yonca tohumu, 650 da alanda üretilmek üzere 6.500 kg hibe korunga tohumu, 750 da alanda üretilmek üzere 3.000 kg hibe İtalyan çimi tohumu ve 1.000 da alanda üretilmek üzere 10.000 kg hibe silajlık soya tohumu dağıtımı yapılarak toplamda 15.500 da yem bitkisini ektirmiş bulunuyoruz.
Bildiğimiz gibi 2021 yılı Yem Bitkileri Desteklemeleri 08 Mart 2022 tarihinden itibaren ödenmeye başlanmıştır. Bu kapsamda İlimizde 10.157 üreticiye 268.782,49 da ekiliş alanı için 18.940.957,38 TL destekleme ödemesi yapılmış olacaktır.
Sözlerimi bitirirken Samsun Tarımına vermiş oldukları desteklerden dolayı Sayın Valimiz Doç. Dr. Zülkif DAĞLI ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Mustafa DEMİR’e şahsım, kurumum ve Samsunlu üreticilerimiz adına teşekkürlerimi sunarım. Bitkisel Üretimi Geliştirme projesinin üreticilerimize hayırlı olmasını temenni ederim.” dedi.